Nefeslerimizi tutarak izlediğimiz “LOST“un üçüncü sezon finali, birçok unutulmaz sahneyi de bizlere sundu. İşte bunlar arasından seçilmiş her biri birbirinden çarpıcı sekiz özel sahne.

#1. Jack-Juliet Öpüşmesi:
Bildiğiniz gibi Juliet karakteri 3. sezonda kadroya Ötekiler’den biri olarak dahil olmuştu ve Jack’la arasında bir ilişki olup olmayacağı merak ediliyordu. Bu sorunun cevabı 3. sezon finalinde işte bu Jack-Juliet öpüşme sahnesiyle verilmiş oldu: Evet, Jack ve Juliet arasında bir ilişki olabilir! Her ne kadar sezon finalinde Jack Kate’e onu sevdiğini söylemiş olsa da, insanlar birbirlerini boş yere dudaktan öpmezler değil mi? 

#2. Walt’un Geri Dönüşü:
Walt’u 3. sezon finalinde tekrar adada görmek bizlere Michael ve Walt’un hâlâ bu dizide olduklarını hatırlattı. Daha önceden de Walt’u olmadık yerlerde ortaya çıkarken görüyorduk, bunlardan biri de, 2. sezonda Shannon’ın Ana-Lucia tarafından vurulmasına sebep olan bölümdeki ortaya çıkışıydı – tabii o zaman bir cümleyi tersten fısıldıyordu, 3. sezon finalinde ise John Locke’la normal bir biçimde konuştu. Görmeyeli de Walt baya bir büyümüş, boyu uzamış, sesi değişmiş. Sizce de öyle değil miydi?

#3. Anne-Kız Buluşması:
Birinci sezonda adada 16 yıldır mahsur kaldığını öğrendiğimiz ve ekibi bir enfeksiyon kapıp ölen Fransız kadın Danielle Rousseau’nun kızının bebekken Ötekiler tarafından kaçırılmış olduğu hikâyesini hatırlarsınız. Bu bebekle ilk olarak 2. sezonda “Maternity Leave” adlı bölümde karşılaşmıştık: Artık baya büyümüş, genç bir kız olmuş olan Alex. Böylece LOST’ta merak edilen buluşmalardan bir tanesi de bu anne kızın olmuştu. En nihayetinde Danielle ve Alex, sezon finalinde buluşarak gözlerimizin yaşarmasına neden oldular, Ben’i bağladıklarında ise birlikte iyi anlaşıyor görünüyorlardı.

#4. Locke’un İhaneti (?):
İnanılmaz! Gerçekten inanılmaz! Locke adanın gizemli iyileştirici gücü sayesinde final bölümünde yeniden ayaklandı ve radyo kulesinin yolunu tutarak ekibine telefon açıp herkesi kurtarmasına ramak kalan Naomi’yi sırtından vurdu! Bu sahneyle birlikte herkesin kafasında şu soru eminim belirmiştir: “Bu adamın nesi var böyle?” Gerçekten Bay John Locke bu adadan kurtulmak istemiyor mu, bu kadar mı bu adayı seviyor, ya da herkesi adada tutma gibi bir görevi mi var, yoksa bizlerden sakladığı iyi bir sebebi mi var?

#5. Penelope’un Açıklaması:
Eğer şu an için John Locke’un lehine işleyen bir durum varsa, o da Penelope’un adanın etrafında kazazedeleri kurtarmayı bekleyen bir ekip gemisi olmadığını söylemesi. O halde Naomi’nin ekibi kim/kimler? İyiler mi yoksa kötüler mi? Mikhail kendisini kurtarmaya çalıştığında Naomi yalnız olmadığını söylemişti. Peki o zaman bu ekip, Ben’in de sezon finalinde bahsettiği üzere, LOST adasında tarihi tekerrür ettirecek olan Dharma grubu mu? Bu grup adaya gelip zamanında kendi gruplarını öldüren Ötekiler’den ve adanın diğer sakinleri olan kazazedelerden intikam mı alacaklar?

#6. Savaşçı Hurley:
3. sezon finalinin LOST hayranları tarafından en beğenilen sahnelerinden biri de hiç kuşkusuz Hurley’nin korkmadan, cesurca Dharma minibüsünü sürerek ormandan fırlayıp sahile, Sayid, Jin ve Bernard’ı rehin almış olan Ötekiler’in üzerine sürmesiydi. Ryan adlı Öteki Hurley’e tam karşısından o kadar ateş açmasına rağmen, Hurley hızını hiç yitirmeyip Ryan’a çarpmış, onu minibüsün altına almış ve bu şekilde öldürmüştü. Bu sayede de LOST’un kahramanları arasındaki yerini başarıyla almaya hak kazandı bizim tombul ama bir o kadar da matrak ve karizmatik “Hugo”muz!

#7. Charlie’nin Ölümü:
Bir süredir Desmond’ın gördüğü imgelerden dolayı Charlie’nin başına bir iş geleceğini ve aramızdan ayrılacağını biliyorduk. Ve işte Charlie’nin vedası final bölümünde oldu. Neden bulunduğu odanın kapısını kapatıp kendini ölüme mahkum ettiği husunda en akla yatkın görüş ise olayların Desmond’ın gördüğü şekilde gelişmesini sağlayıp Claire ve Aaron’ı adadan kurtarmak.

#8. Jack ve Kate Buluşması:
Yalnızca final bölümünün değil, dizinin de en unutulmaz sahnelerinden biriydi Jack ve Kate’in buluşması. Bölüm boyunca izlediğimiz olayların aslında flashback değil de bir flashforward olduğunu, aslında Jack ve Kate’in adadan kurtulduklarını anladığımız andaki şok, neden LOST’u bu kadar çok sevdiğimizi bir kez daha bizlere hatırlattı

- Josh Holloway yani Sawyer, evliymiş.
- Dominic Monaghan ile Evangeline Lilly sette birbirlerine aşık olmuşlar.
- Pilot bölümler adanın kuzeybatı ucundaki Mokuleia plajında, mağarada geçen bölümler ise yine aynı adada boş bir depoda çekilmiş.
- Dizideki flashback'lerde gösterilen (Los Angeles, New York, Avustralya, Nijerya, İngiltere ve Irak gibi) yerler aslında Honolulu'da çekiliyormuş.
- Irak görüntüleri 2. Dünya Savaşı'ndan kalma bir sığınakta, Avustralya havalimanı görüntüleri ise Honolulu Kongre Merkezi'nde çekilmiş.
- Sun yani Yoon-Jin Kim, kast seçmelerine Kate rolü için çağrılmış ancak yapımcılar Kim'i aradıkları karaktere tam olarak oturtamayınca onun için başka bir rol yazıldı.
- Libby karakteri için Jennifer Jason-Leigh'e teklif götürülmüş ancak Leigh kabul etmedi.
- Vincent adlı erkek köpek aslında, Madison adlı bir dişiymiş.
Charlie karakteri aslında daha yaşlı bir aktör için yazılmış, ancak yapımcılar Dominic Monaghan'ı o kadar çok sevmişler ki karakteri onun için baştan şekillendirmişler. (Sahiden çok sevimli)
- Mağara sahnelerinde görülen kayalar aslında lastikmiş.
- Charlie'nin eroin kullandığı sahnelerde kahverengi şekerden faydalanılmış.
- Adewale Akkinuoye-Agbaje, canlandırdığı Mr. Eko karakterini kendi yazmış.
- John Locke karakterinin geçmişinde evlenme teklifi ettiği kadın Kate Segal’miş. ('Married with Children’ dizisindeki Peg).
- Adada yer alan uçak enkazı Delta Airlines'tan bir girişimci tarafından 50.000 bin dolara satın alınmış, ABC/Touchstone'a dizide kullanılmak üzere 200.000 dolara satılmış...
Mayıs 2007'de Lost'un dördüncü beşinci ve altıncı sezonlarıyla devam edeceği ve Mayıs 2010'da 117. bölümün yapımı ile sonlandırılacağı duyuruldu. Bu son üç sezonun her birinin haftada bir yayınlanacak olan 16 bölümden oluşacağı planlandı ayrıca ABC son iki sezonu 2 saat uzatma kararı aldı.[5]. Son WGA grevi yüzünden dördüncü sezon sadece 14 bölümden oluşurken üç saatlik bir sezon finaline sahiptir. Dördüncü sezonun ABD'deki ilk gösterimi 31 Ocak 2008 tarihinde yapıldı.5.sezon Şubat 2009 da başlayacaktır.[6]
Çekim yerleri
Lost, Panavision 35mm kameralarla neredeyse tamamen Oahu adasında çekildi. Pilot bölümdeki ada sahneleri adanın kuzeybatı ucundaki Mokulē'ia Sahilinde filme alındı. Sonraki sahil sahneleri meşhur Kuzey Kıyısının gözlerden uzak kesiminde yer aldı. İlk sezondaki mağara sahneleri bir dizi çalışanın vurularak öldürüldüğü 1999'dan beri boş olan Xerox'un parça eşya deposunda kurulan sette çekildi.[10]Sonrasında set ve yapım ofisleri 2. sezonun "Kuğu İstasyonunun" ve 3. sezonun da "Hidra İstasyonunun" iç mekanının inşa edildiği[11] Hawaii Film Office'in Hawaii Film Studio'suna taşındı.[12]
gelecek sezonlarda adı bilinmeyen karakter kalmayacaktır çünkü yavaş yavaş 48 kişiden sağ kalanların hayat hikayeleri de ekrana taşınacaktır.
Lost'da hala muallakta kalan 16 esrar. Sayılar, duman canavarı, 4 parmaklı ayak heykeli, ormandaki fısıltılar. Bunlar neyin nesi?